Karaman’da aracında ölü bulunan komiser Mehmet Şimşek’in ölümüyle ilgili yeni detaylar ortaya çıktı. Buna göre olaydan 3 gün önce odasından pırlanta yüzüğünün çalındığı ve konunun davalık olduğu öğrenildi.
İHA’nın haberine göre aile, avukatları aracılığıyla kayıtlara intihar olarak geçen olayla ilgili yeniden keşif yapılıp soruşturma açılması için başvuruda bulundu.
27 Ocak’ta Adana’da ebe Elif Çelik ile nişanlanan komiser Mehmet Şimşek, nişandan sonra tekrar görev yeri Karaman Ayrancı’ya döndü. Ancak Karaman’a gittiğinde Şimşek’in nişanlısına hediye olarak alıp odasındaki çekmecede tuttuğu 27 bin liralık pırlanta yüzükle imzasının bulunduğu boş A4 kağıdının çalındığı iddia edildi.
KAMERA KAYITLARI İNCELENDİ
Kamera kayıtlarını inceleyen Şimşek, 28 Ocak’ta makam odasına polis A.D.’nin izinsiz şekilde girdiğini tespit etti. Olayı 31 Ocak’ta yargıya taşıyan Mehmet Şimşek, 1 Şubat’ta aracında ölü bulundu. Başından vurulan komiserin ölümü ise kayıtlara intihar diye geçti. Hırsızlık şüphelisi A.D. ise 10 Şubat’ta tutuklandı, ancak 4 Nisan’da serbest bırakıldı.
OLAYDA CİNAYET ŞÜPHESİ
Savcılık, önceki nişanlısından ayrılması, hırsızlık olayı ve görev yerinin değişmesinin Şimşek’i derinden etkilediğine hükmedip takipsizlik kararı verdi. Ayrıca savcılık, Şimşek’in evinde ve makam odasında bulunan psikolojik ilaçlarla ilgili detaylara da takipsizlik kararında yer verdi. Ailenin avukatı Nazan Akça Subaşı, olay yerindeki 2 farklı saç teliyle 5 parmak izinin incelenmemesine tepki gösterdi ve karara itiraz etti.
“İNTİHAR OLDUĞUNU KABUL ETMİYORUZ”
İHA’ya konuşan Mehmet Şimşek’in ablası Zeynep İnceer, kardeşinin intihar etmesi için hiçbir sebebi olmadığını söyleyerek, “Kardeşimi olaydan 3 gün önce nişanlayıp yolladık. Gittiğinde ise pırlanta yüzüğün ve kağıdın çalındığını fark etmiş. Kardeşim olayı gerçekleştiren A.D.’yi şikayet etmiş ve ardından arabasında kafasından vurulmuş halde bulundu. Birçok delil kayıp ve biz bunların bulunmasını istiyoruz. Bu olayın intihar olduğunu asla kabul etmiyoruz” dedi.
ÇİFTE MUTLULUK YAŞAYACAKTIK AMA OLMADI”
Kardeşinin otomobilindeki toprak örneği ve parmak izlerinin alınmadığını öne süren İnceer, “Arabasında bulunan toprak örneği, kıl ve parmak izi incelenmedi. Ayrıca iki görgü tanığımız var ifadeleri alınmadı. Köyde bulunan kimsenin ifadesi alınmadı ve deliller karartıldı. 16 Mayıs’ta hem doğum günüydü, hem de düğün tarihi alınmıştı. Çifte mutluluk yaşayacaktık ama olmadı. Polis memuru A.D., 1 buçuk ay hapiste yattı ve şu anda elini kolunu sallayarak geziyor. Hırsızlık yapan normal vatandaş bile 6 ay yatarken polis memuru dışarıda geziyor” ifadelerini kullandı.
“BU İLAÇLAR BİLİNÇLİ KATILDI”
Kardeşinin evinde ve makam odasında bulunan psikolojik ilaçların son kullanma tarihlerinin geçmiş olduğunu ve bu ilaçların bilinçli bir şekilde koyulduğunu ileri süren İnceer, şunları söyledi:
“Polis memuru A.D. ve kardeşimin korumasından şüpheleniyoruz. Zaten hırsızlık kanıtlandı. 4 yıl tarihi geçmiş ilaçları evine ve iş yerine katılmış şekilde bulundu. Kardeşim bu ilaçları asla kullanmadı. Kırmızı reçete ile satılan ilaçları hiçbir eczane veremez. Tarihi geçmiş ilaçları öğrenince şüphemiz daha da arttı. Biz başından beri bu olayın intihar olduğunu düşünmüyorduk.”
“ANNEM ACIYA DAYANAMADI”
Annesi Emine Şimşek’in de evladının ölüm haberini aldıktan sonra hayatını kaybettiğini anlatan İnceer, “Olay günü annem cenazeyi beklerken beyin kanaması geçirdi ve beyin ölümü gerçekleşti. Annemi de 1 hafta sonra defnettik yani iki acıyı birden yaşadık. Katilin cezaevine atılmasını ve korumanın cezasını çekmesini istiyoruz. Dosyaya itiraz ettik, avukatımıza güveniyoruz. Bu işin peşini bırakmayacağız” dedi.